Fas Gündeminde Risale-i Nur Konuşuluyor

28.02.2024


İstanbul İlim ve Kültür Vakfı ve Fas Agadir İbn-i Zuhr Üniversitesi Edebiyat Fakültesi iş birliğinde düzenlenen seminer ve iki günlük sempozyum programlarında “Risale-i Nur’un Medolojik Konuları” konusu gündeme alındı.

İbni Zuhr Üniversitesi'nde 26 Şubat tarihinde seminer, 27-28 Şubat tarihlerinde ise İİKV heyetinin, İbni Zuhr Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammed Naci Bin Ömer’in ve öğretim üyelerinin katılımlarıyla sempozyum yoğun bir izleyici kitlesi ile gerçekleştirildi.

Sempozyumun ilk gününde tebliğlerini sunmak üzere hazırlanan İbn-i Zuhr Üniversitesi öğretim üyeleri ve tez konuları ise şöyleydi:

"Bediüzzaman’ın Islah Anlayışındaki Başarı Faktörleri: Hutbe-i Şâmiye Örneği" konusuyla; Prof. Dr. Abdullah Buhari.

"Bediüzzaman’ın Düşünce Perspektifinde Kur’an-ı Kerim’in İman İnşa Kaideleri" konusuyla; Prof. Dr. Habibe Abuzeyd.

"Bediüzzaman’ın İ'caz Anlayışı" konusuyla; Prof. Dr. Adil Faiz.

"Risale-i Nur’da Mana-yı Harfî Nazariyesi" konusuyla; Prof. Dr. Abdülkerim Akevi.

Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammed Naci Bin Ömer, konuşmasında fakültenin ve İstanbul İlim ve Kültür Vakfı'nın arasındaki irtibatın 30 yıl evveline dayandığını vurguladı.

İİKV heyetiyle yapılan iş birliği anlaşması ve sempozyumun da vesilesiyle, bu irtibatın daha da kuvvetlenmesini ve bu iş birliğinin ilmî çalışmaları daha da geliştirmeye yönelik bir başlangıç olmasını temenni ettiklerini dile getirdi ve şöyle devam etti:

- Bizler bünyemizde bugün İslâm âleminin en büyük âlimlerinden olan Bediüzzaman Hazretleri'nin eserleri hakkında program yaptığımız için çok mutlu ve mesruruz. İnşallah bu sempozyum hayırlara vesile olacak.

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı adına konuşan İİKV Mütevelli Heyeti Başkanı Said Yüce ise konuşmasına İbn-i Zuhr Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanına teşekkürlerini sunarak başladı. Bu programların insanlık için faydalı ve önemli olduğunun altını çizen Yüce, gelecekte İİKV’nin İbn-i Zuhr Üniversitesi ile bir çok ilmî faaliyet gerçekleştireceğini söyledi.

Said Yüce, konuşmasında Risale-i Nur'un eğitimsel ve entelektüel faydalarından bahsederken şunları ifade etti:

"Günümüz dünyasında insanlık; fıtratının, inanç ve kimliklerinin özüne meydan okuyan büyük bir krizle karşı karşıyadır. İnanç, ahlak, kültür ve kimlik krizlerinin aslında daha derin bir sorunu vardır. Bu sorun; toplumların bakış açılarını, değerlerini ve hayat amaçlarını şekillendiren incelikli, ancak güçlü bir şekilde işleyen baskın bir seküler dünya görüşünün benliklerine sızmış olmasıdır.

Yaklaşık 200 yıldır Batı medeniyetinin ürettiği ve kendi dünya görüşlerini, hayat felsefelerini yansıtan eğitim dili ve sistemi; ne yazık ki sadece Batı’yı değil, İslâm dünyasını da içine alarak tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Bu eğitim sistemi ve hayat felsefesi materyalizm, natüralizm, hedonizm, tüketimcilik ve ateizm gibi anlayışlarla örülmüştür.

Yaratılmışı yaratıcısından ayıran bu batı kaynaklı düşünce tarzı; tüm bilimsel disiplinleri sistematik bir ayrıştırmayla ilahi olandan koparmıştır. Biz tüm insanlığı felakete sürükleyen bu yanlış zihniyetten kurtulabilmek için; bilim ve eğitim dilini, Kur’ânî kavramlarla mezcedip; “marifetullahı” eğitim ve bilim dilinin ana unsuru haline getirme çabasındayız.

Yani tüm varlık alemini yaratan, kâinatta kanunları koyan ve idare eden bir yaratıcının varlığını kabul eden bilim dilini yerleştirmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bununla beraber insanlığın iki cihan saadeti ve dünya barışı için; doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu anlatmayı hedefleyen, zamanın ruhuna uygun, Kur’ânî ve kapsayıcı bir tebliğ dilinin kullanılmasının Ayet-ül Kübrâ’da olduğu gibi yani kâinattan yaratıcısını soran bir gezginin gözlemlerini aktararak yapmayı benimsiyoruz."

Said Yücenin açılış konuşmasının ardından ilmî oturumlar Prof. Dr. Muhammed Bintheyle başkanlığı ile başladı. İlk oturumda Prof. Dr. Abdullah Buhari "Bediüzzaman’ın Islah Anlayışındaki Başarı Faktörleri: Hutbe-i Şâmiye Örneği" konulu tebliğini sundu.

Prof. Buhari, sunduğu tebliğ ile "Bediüzzaman Hazretleri'nin Hutbe-i Şâmiye ile yani Cami-i Emevî’de verdiği hutbede İslâm aleminin sorunlarını çözmeye yönelik bir hutbe verdiğini ve 50 yıl sonra bu hedefi genişleterek bu hutbenin tüm insan âleminin sorunlarını çözmeye yönelik" olduğunu açıkladı.

Ayrıca Risale-i Nur’da geçen insanlığın saadeti önünde engel olan altı hastalığa ve çözümüne de konuşmasında yer verdi.

Bediüzzaman Hazretleri'nin metodunu analiz ettiğini belirten Buhari, konuşmasında “Said Nursî'nin Risale-i Nur’da her zaman ümitvâri müjdeler verip, o müjdelerin nasıl gerçekleşeceğini ve karşısındaki engellerin nasıl kalkacağını” açık bir şekilde ifade ettiğini vurguladı.

İkinci oturumda "Bediüzzaman’ın Düşünce Perspektifinde Kur’an-ı Kerîm’in İman-İnşa Kaideleri" konusu ile Prof. Dr. Habibe Abuzeyd tebliğini sunmak üzere kürsüdeydi.

Bediüzzaman'ın, Risale-i Nur'da kullandığı iman kaidelerinin temelini Kur'an'ın esaslarına dayanarak kurduğunu ifade eden Prof. Abuzeyd, Said Nursi'nin iki hedefinin bulunduğuna dikkat çekti ve "İlk hedefi; ehli imanın imanını güçlendirmek, ikincisi ise imana gelen bilimsel tenkitleri bilime dayalı kuranî bir metod ile cevap vermektir” dedi.

Son oturumda konuşan Prof. Dr. Adil Faiz, tebliğinde “Bediüzzaman’ın İ'caz Anlayışı” konusuna yer verdi. Konuşmasında Bediüzzaman Hazretleri'nin kullandığı üslubun her kesimin anlayışına uygun olacak bir tarzda olduğunu dile getiren Prof. Faiz, bu tarzın Kur'an-ı Kerim'in i'cazının bir tecellisi olduğunun altını çizdi. Prof. Faiz, Bediüzzaman Hazretleri'nin i'cazı hakkındaki detayları tebliğinde maddeler halinde sıraladı ve konuşmasını "Bediüzzaman Hazretleri'nin tüm eserlerinde varmak istediği nihai nokta; marifetullah'tır" cümlesiyle bitirdi.

Ayrıca sempozyum sonunda İbni Zuhr Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammed Naci Bin Ömer'e üniversitenin istifade etmesi için İİKV tarafından Arapça Risale-i Nur Külliyatı hediye edildi.