12. Genç Akademisyenler Konferansı 6-12 Ağustos'ta Yapılacak

Risale-i Nur çalışmaları ile ilgilenen farklı disiplinlerden yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile farklı branşlardan seçkin akademisyenleri bir araya getirmeyi temel amaç edinen programın, bir diğer amacı da Risale-i Nur'un özüne ve akademik kriterlere uygun akademik çalışmalara gerekli katkı ve desteği sağlamak.

Bu yılki programda ana hedef ise, “mana-i harfi” teması çerçevesinde 5 günlük bir eğitim programı düzenlemek. Bu sayede yüksek lisans ve doktora düzeyindeki akademisyen adayları için fiziki ve beşeri bilimlere inanç temelli bir yaklaşımı mümkün kılan bu orijinal kavram üzerinde bilimsel bir tartışma zemini oluşturabilmek.

Aydınlanmadan bu yana modern çağın en büyük tartışmalarından biri haline gelen din ve bilim tartışması, yakından bakıldığında, her ikisi de insan deneyimine rehberlik etme ve geliştirmede farklı rollere sahip, insan yaşamının temel bileşenleri olarak göze çarpıyor.

Din, insanlara, fıtratlarına konulmuş değer ve ihtiyaçlar silsilesi ile uyum içinde yaşamalarına yardımcı olacak ve yaratıcıları ile bağ kurarak hayata gelme gayelerini vahiy temelinde tahakkuk ettirecek bir rehberlik sistemi sunarken, öte yandan bilim, yaşadığımız kainattaki tekvini ayetleri anlamak, teknolojiyi ilerletmek ve yaşam kalitesini artırmak için belirli araçlar ve gerekli bilgileri sağlıyor. Bununla birlikte, din ve bilim arasındaki ilişki anlaşıldığından çok daha derin ve birbiriyle bağlantılı olduğu gözüküyor.

Türkiye'nin önde gelen Müslüman alim ve entelektüellerinden biri olan Bediüzzaman Said Nursi, bu ilişki adına mevcut kabule zıt bir görüş sunmuş ve “ma'nā-i harfi” ismiyle kavramsallaştırdığı yöntemle kainata karşı bakış açısında ve bilimsel faaliyetlerde yeni bir yaklaşımın geliştirilmesini önermiştir. 

Harfî yaklaşım şeklinde adlandırılabilecek bu yönteme göre, bir varlık (mevcud), sıradan insan bilincindeki varlığa atıfta bulunurken, bir işaret (âyet) olarak gerçek anlamı yaratıcısına atıfta bulunur. Zira bilindiği gibi 'harf ', kendi başına bir anlamı olmayan ve ancak bir kelime veya cümle içinde aldığı konuma göre bir anlam ifade eden bir semboldür. Dolayısıyla her varlık aynı şekilde bir harf olarak görünür düzeyde kendisini ifade ederken, gerçekte kainat kitabı içerisinde aldığı konuma göre bir mana ifade etmektedir. Bu nedenle, bilimsel araştırmada, kanunların, nesnelerin veya beşerin maddi pozisyon, kayıt ve özelliklerini incelemek tek başına onların hakikat ve manasını anlamak için yeterli değildir.

Bu anlayış, İslam'ın yükselişinden bu yana birçok Müslüman alim tarafından ifade edilmiştir. Ancak Nursi, bu anlayışı modern bilim felsefesinde kullanılacak kavramsal bir çerçeve olarak sunarak bu anlayışa yeni bir bakış açısı getirmiş ve bunun için yine İslam bilim geleneğinden gelen “ma'nā” ifadesini kullanmıştır.

Bu bağlamda program boyunca, “ma'nā-i harfi” teması, İslami ilimleri, felsefe, sosyoloji ve teoloji dalları çerçevesinde 5 farklı disiplinden 1’er hoca ile her gün 2 saat ders ve 2 saat tartışma şeklinde ele alınacak. Program boyunca cevaplanması beklenen sorulardan bazıları ise şunlardır: “İman açısından ilimlere nasıl bakabiliriz?”, "İlim ve dinin zahiri ikilemi nasıl giderilebilir?" “Mâ'nâ-i harfî kavramı ne anlama gelir ve ilimleri incelemede ma'nâ-i harfi önerisi nedir?"

Program sonunda katılımcı öğrencilerden, program boyunca gördükleri ders ve tartışmalardan elde ettiklerini, İslam medeniyetindeki ilmî anlayış kavramı ve kendi disiplinleri çerçevesindeki bilgi birikimleriyle birleştirerek “mâ'nâ-i harfî” teması çerçevesinde 1000 kelimelik bir “reflection paper” yazmaları beklenmektedir. 

5 gün boyunca yurt içi ve yurt dışından misafir akademisyenlerin de katkıda bulunmasının beklendiği programın 6. Gününde ise, katılımcıların yazdıkları makalelerini sunacakları bir konferans düzenlenecek.

Vakfımızın Vefa'daki genel merkezinde İngilizce olarak yapılacak konferansa, Risale-i Nur çalışmalarına ilgi duyan yüksek lisans ve doktora düzeyindeki tüm öğrenciler dinleyici olarak davetlidir.