Darussalam Gontor Üniversitesi’nden gelen öğrencilerle "Risale-i Nur Eğitim Programı" na başladık
Vakfımızda Endonezya Darussalam Gontor (UNIDA) Üniversitesi’nden gelen öğrencilerle "Risale-i Nur Eğitim Programı" icra ediliyor. 9-15 Mart 2022 tarihleri arasında yapılan programımız 10 Mart Perşembe günü İİKV Mütevelli Heyeti Başkanı Said Yüce'nin açılış konuşması ile başladı. Program; Tuğba Türkoğlu'nun okuyacağı 23. Söz, Dr. Mohamed Hedi Ouannes 'nin okuyacağı 1. Söz, Prof. Dr. İshak Özgel'in Tevhid meselelerini anlatması, devamında Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç ve Prof. Dr. İsmail Hacınebioğlu'nun okuyacağı Risale-i nur dersleri ile devam edecek. Eğitimlerin dışında tarihi cami, müze gezileri; boğaz turu, medrese ziyaretleri, akşamları yapılan Risale-i Nur dersleri ve kişisel Risale-i Nur okumaları da programa dahil edilecek.
9 öğrenci 1 dekandan oluşan gubun katılımcıları şu şekilde:
Mr. Syamsul Hadi Untung, M.A, M.L.S / Ushuluddin Fakülte Dekanı
Miss Nabila Huringiin / Aqidah ve İslam Felsefesi Doktora Öğrencisi
Miss Netty yuwanda / Aqidah ve İslam Felsefesi Yüksek Lisans Öğrencisi
Miss Nailul Izzah / Aqidah ve İslam Felsefesi Yüksek Lisans Öğrencisi
Miss Fauziah Nurul Azizah / Tefsir ve Kuran Bilimi Lisans Öğrencisi
Miss Nuriwanda Azizah Nugraheni / İslam Hukuk Ekonomisi Lisans Öğrencisi
Miss Lutfiyatin Nahriyah / İslami Eğitim Lisans Öğrencisi
Miss Khoirunnida Salsabila / Arapça Öğretim Dili Lisans Öğrencisi
Miss Nadia Aisya Mirkansyah / Akide ve İslam Felsefesi Lisans Öğrencisi
Miss Nisrina Isfahan / İngilizce Öğretim Dili Lisans Öğrencisi
Misafirlerimizden Gontor Üniversitesi Usulüddin Fakültesi Dekanı Syamsul Hadi Untung, “Bu programı yalnızca ilahiyat öğrencileri ile yapmadık. Burada farklı birçok bölümden öğrencimiz var. Doktoralarını Risale-i Nur üzerine yapmaları için teşvik ediyoruz. Üniversitemiz her yıl İİKV ile bu şekilde Risale-i Nur eğitimi almak üzerine öğrenci göndermek istiyor.” dedi ve Gontor Üniversitesi bünyesinde Nursi köşesi olduğunu, burada kırkın üzerinde öğrencinin çalışması olduğundan bahsetti.
Daha sonra bir öğrencisi için manevi destek ve dua istediğini belirten Untung, “Bir öğrencimiz var. Doktora tezini Bediüzzaman Said Nursi üzerine yapıyor "Nursi’nin anlayışına göre ekoloji" ve bu sene tezini verecek. Dualarınızı bekliyoruz.” dedi.
Ardından gelen misafirlerimiz tek tek kendilerini tanıttılar.
Hoşgeldiniz konuşmasına şu sözlerle başlayan Said Yüce konuşmasının devamında vakfımızın faaliyetlerinden de kısaca bahsetti:
“Sizi burada misafir ettiğimiz için çok mutluyuz. Sizleri kardeş gibi görüyoruz… Dünyada birçok ortak problem var. Örneğin son günlerin güncel problemlerinden biri Rusya-Ukrayna savaşıdır. Geçmiş sempozyumlarımızda üzerinde durduğumuz “güvenlik ve iman” konusu bu tarz problemlere çözüm getirecek nitelikteydi: Dünya üzerinde çeşitli güvenlik önlemleri alınmasına rağmen birçok yerde suçların işlendiğini görbiliriz. Dış kontroller insanları yalnızca o kontrol mekanizmaları aktif olduğunda suç işlemekten alıkoyabilir. Kanunlardan korkma ve çevreye zarar vermeme, devletin ulaşamadığı yerde bitiyor. Bediüzzaman’ın bahsettiği gibi, insanların kalbine iman yerleştiğinde büyük ölçüde bu sorun ortadan kalkar, en büyük çözüm budur. Hakiki imana sahip adam Allah’ın onun yaptığı herşeyi gördüğünü bilir, Allah'tan korkar ve insanlara zarar vermekten elini çeker.”
“Bediüzzaman İslami bilgileri vermekle beraber kainata nasıl bakılması gerektiğini de anlatıyor. Batıdan gelen, dinden uzak bakış açısıyla çok ciddi bir şekilde savaşıyor. Bediüzzaman’ın eğitim sistemini diğer birçok alimden ayıran en büyük fark Said Nursi’nin “tevhid ve iman” konularına odaklanmasıdır. Kur'an'ın büyük kısmı tevhid ve imanla alakalıdır. Müslümanlar olarak yaptığımız hata örneğin imam-hatiplerde Kur'an'ın küçük bir kısmı olan, ilmihal ve kurallar kısmı işleniyor. İnsanlığa lazım olan önce Marifetullahtır. Allah'ı tanımak, insanı anlamaktır.”
İlerleyen dakikalarda karşılıklı soru-cevap kısmına geçildi.
Endonezya’da din karşıtı akımların yoğun olup olmadığını sorduk. Liberalizm, feminizm ve sekülerizmin gençlik arasında yaygın olduğundan bahsettiler.
Feminizm ile ilgili kısa bir açıklama yapan Said Yüce, feminizmin aslında kadın fıtratına ne kadar zarar verdiğini anlattı. Özellikle reklamlarda çokça vurgulanan kadınlar güçlüdür, kendi ayakları üzerinde durabilirler diyerek kadınlara toplum tarafından, bir insanın kaldırabileceğinden çok daha fazla yük yüklendiğinden bahsetti.
Dünyanın gündemindeki konulara ve neden 21. yüzyılda olmamıza rağmen hala adaleti sağlayamadığımıza dikkat çeken Yüce, “Şuan dünyada ciddi bir güvenlik, çatışma ve ekonomik kriz var ve özellikle gençler arasında bağımlılık ve zararlı alışkanlıkların yaygınlaşması gibi problemlerle de karşı karşıyayız. Said Nursi’nin bu konuda yazdığı bir açıklaması var. Beş maddede batı medeniyeti ve islam medeniyeti mukayesesi yapıyor: İlk olarak Batının anlayışına göre, kuvvete dayalı bir sistem var. Yani kuvvetli olan haklıdır. Güçlü olan zayıfı ezme hakkına sahip olduğunu düşünüyor. İslamda ise haklı olan güçlüdür. İkincisi, Batı; çıkar ve menfaat üzerine hareket ediyor. Sömürgecilikle insanların hakkını gasp ediyorlar, zulmediyorlar. İslamda ise fazilet esas alınır. Üçüncüsü, Batı; hayata cidal (mücadele) olarak bakar. Büyük balık küçük balığı yutar anlayışıyla beslenir. İslam ise yardımlaşma üzerinedir. Dördüncüsü, Batı'nın getirdiği bir virüs olan ırkçılık dünyayı çatışmaya ve savaşlara sürüklemiştir. İslam ise; beyazın siyaha, siyahın beyaza; Acem'in Arap'a, Arap'ın Acem'e üstünlüğü olmadığını savunur, kardeşliği esas alır. Beşincisi, Batı, hedonizm ile sadece zevk almak için yaşamayı amaç edinmişken İslam, ulvi hisleri inkişaf ettirmek üzerine çalışmamızı söylüyor.”
Soru-cevap faslının devamında öğrencilerden birisi "Akademik camiada Müslüman olmayanlar da çalışma yapıyor mu?" diye sordu.
Said Yüce cevabı bir hatıra ile verdi: “Virginia Teoloji Üniversitesi’nde, papaz okulunda; okulun Rektörü konuşmasında eline aldığı Sözler kitabını göstererek “8. söz bizim imanımız artırıyor" demişti.”
Aynı zamanda Ukrayna'da bir çok kişi bu konu üzerine çalışma yapıyor. Risale-i Nurlar'ı okuyarak ihtida eden, İslam'ı seçen çok insanlar var.
Söz alan diğer bir öğrenci doktora tezini uluslararası savaş üzerine yazdığından bahsetti. “Dünyada savaş adaletli bir şekilde yapılmıyor. Said Nursi’nin hayatının bir kısmı savaş, sürgün ve hapislerde geçtiğinden Risale-i Nur’da bu konuda değerli bilgiler bulabileceğimi düşünüyorum. Risale-i Nur'un hangi kısmını okumamı tavsiye edersiniz?”
Sözü tekrar alan Said Yüce, Emirdağ Lahikası’ndan Bediüzzaman’ın 2. dünya savaşı hakkında yazdığı bir mektubu örnek verdi: “Rusya’daki hava saldırılarında bir çok masum insan; çocuklar, kadınlar hayatını kaybetti. Said Nursi onlara çok üzüldüğünü ve şehit inşallah olduklarını söylüyor.
Özellikle Bediüzzaman hazretleri hayatının bütün safhalarında müsbet harekeri esas almıştır.”
Bu konuyla ilgili güncel bir durumdan bahseden Yüce, “Yine üzüntü verici bir konu, Müslüman ülkelerdeki savaşlardan kaçanlar Müslüman ülkelere sığınmıyor. Biz birbirimize huzur vermiyoruz, kardeşimiz gibi kucaklayamıyoruz. Beş milyon kadar Suriyeliyi ülkemize kabul ettik fakat fırsatını bulan batıya kaçıyor. Burada İslam dünyasının düzeltmesi gereken şeyler olduğu görünüyor.”
Bir başka öğrenciden gelen soru ise “Bediüzzaman Liberalizm ve Sekülerizm ile nasıl başa çıkmış?”
“Said Nursi şu üç şeye çok önem verirdi: Müsbet hareket, maddi manevi siyasi hedeflerden uzak yaşamak, yaptığı işlerde yalnızca Allah’ın rızasını kazanmayı amaç edinmek.”