Molla Hamid (Ekinci) Ağabey'i rahmetle anıyoruz
Molla Hamid Ekinci Anlatıyor:
ÜSTAD’I VAN’DAN AYRILDIKTAN 28 SENE SONRA EMİRDAĞ’DA ZİYARET ETTİM
Üstad Bediüzzaman Said Nursi’yi Van’dan ayrıldıktan 28 sene sonra Emirdağ’da ziyaretine gittim. Beni içeri aldılar. Üstad’ın odasına girdik. Dedi: “Dur bakalım seni tanıyabilecek miyim? Benim Van’da bir Molla Hamid’im vardı, sen o olmayasın?” “Evet hizmetkarınızım.” Beni öyle bir kucakladı, sıktı ki; kuvvetli bir genç ancak öyle sıkabilirdi. Dedi: “O vakit zayıftın, şimdi gelişmişsin.” Zübeyir Ağabey'e dönerek: “Zübeyir bak! Van’da tek başına benim hizmetimi görüyordu. Siz üç dört kişi ancak görüyorsunuz” dedi.
Emretti, “Otur! Otur! Van’daki sinema perdelerini çevir bakalım. Kimler gitmiş, kimler kalmış?” Bazı kimselerin hayatta olduğunu, selamlarını söyledim. Muhammed Salih Efendi'nin ismi gelince: “O benim kardeşim de gitmiş, bizi bekliyor” dedi. Dedim: “Efendim o Hicaz maksadıyla Medine-i Münevvere’ye gitmiş.” “Fesuphanallah! O benim dualarımda gidenlerle beraber geliyor, sen diyorsun hayattadır.” Zaten ölmüş olanlara hiç vefat etti, ölmüş demezdi. “Filanca gitti, bizi bekliyor” derdi. Sordu; “Zernebat’a gidiyorsun?” “Efendim Zernebat suyu Van’a gelmiş, evlerimize almışız.” “Afiyetle için.”
ÜSTAD’LA GÖRÜŞMEMİZ RAMAZAN’IN YİRMİ YEDİNCİ GECESİNE RAST GELMİŞTİ
Üstad’la görüşmemiz Ramazan’ın yirmi yedinci gecesine rast gelmişti. Akşam namazının vakti geldi. Emrettiler, “gidin odanızda kılın.” Dedim: “Sen kılmayacaksın?” “Kılacağım.” “Ben de sizinle kılmak istiyorum.” Dedi: “Sungur, bu kardeşim ikinci Hulusi’nin kafasındandır. Gelin bu gün beraber kılalım.” Cüppesini giyerken dedi: “Şimdi kardeşim diyecek, ben de giyseydim.” Ve bana giydirdi, namazı kıldık. Tesbihat’tan sonra Yasin-i Şerif’i kendisi okudular, duasını yaptılar. “Artık odanıza gidin” dedi.
Merhum Zübeyir Ağabey bana dedi: “Sen Üstad’la nasıl konuşuyorsun? Biz hiç bir şey söyleyemeyiz. Kendisi emreder biz yaparız. Neyse artık işimize bakalım” dedi. Dedim: “Ben oturamam uykum geldi.” Getirdi bana bir hap verdi, onu yuttum, daha hiç uykum gelmedi. Sabahleyin dedim, yine bir ziyaretine gideyim. Gittim, dedim: “Efendim, yine emrederseniz hizmetinizde biraz kalmak istiyorum.” Dedi: “Kardeşim bin aydır buradasın daha ne istiyorsun?”
BAKIYORUM MÜBAREK GÖZLERİNDEN YAŞ GELİYOR
Bakıyorum mübarek gözlerinden yaş geliyor. Dedim: “Gözleriniz sağlamdır, niye böyle yaş geliyor?” “Bana verilen zehri yere dökseler yeri yakardı.” Dedim: “Kendine niye dikkat etmiyorsun?” Emretti: “Biraz yemeğimiz kalmıştı, pencerenin önüne koyuyoruz ekşimesin diye. Gelip içine zehir koyuyorlar, ben ne yapayım?”
İHLAS RİSALESİ’NİN 15 GÜNDE BİR OKUNMASININ HİKMETİ NEDİR?
Şöyle emrettiler: “Ben ölürsem bana acımayın. Hiçbir şey kalmadı ki illa Risale-i Nur’a katıldı. Risale-i Nur size kafi ve vafidir. Kendisine sordum: “Efendim! İhlas Risalesi’nin on beş günde bir defa okunmasını emretmişsiniz. Bu İhlas Risalesi dua değil, salavat değil. Hikmeti nedir?” Dedi: “Kardeşim, mümkünse her gün okuyun. Bütün ibadetlerin başı, mayesi ihlastır.”
/Ömer Özcan’ın Ağabeyler Anlatıyor-2