Elişi Kağıtları

Bir kalem bir parça kâğıt… El işi kâğıdından bir iki parçada yeter. Mekân ise hiç fark etmez.

Dağbaşı da olur zindan duvarının arası da. Önemli olan müellifin nerede olduğu değil, nereye baktığı ve neler gördüğü. Filozofların boğulduğu yerlerden ayağı bile ıslanmadan geçen bir kalem sahibinin, Otuz birinci sözdeki “ene” bahsine yazdığı haşiye ile Otuzuncu Sözün en sonuna eklediği satırlar. Her iki nokta da, üstadın el yazısı ile yazıldıktan sonra Şamlı Hafız Tevfik tarafından yine el işi kâğıtlarına temize çekilmiş ve üstadın tashihinden geçmiş.

1. Otuzuncu Sözün ene bahsinde da şecere-i zakkumun kuvve-i gadabiyye dalında firavunlar nemrutlar meyvelerine ait bir haşiyedir. Evet, Firavunları, Nemrudları yetiştiren ve dâyelik edip emziren eski Mısır ve Babil'in, ya sihir derecesine çıkan felsefeleri olduğu gibi, âliheleri eski Yunan kafasında yerleştiren ve sanemleri tevlid eden felsefe-i tabiiye bataklığıdır. Çünkü tabiat perdesi ile Allah'ı unutan ve tanımayan her şeye bir nevi ulûhiyet verir, kendi başına musallat eder.

Ve ya hususi olduğundan umum tarafından ….