Arama Şekli Hangi İçeriklerde Aranacak Yerler Sayfalandırma






Bediüzzaman'ın el yazısıyla 24. Mektuptan bir bölüm

02.08.2018


('Barla Sıddıkları'ndan Sabri Arseven'in Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine yazdığı mektup. Arka sayfasında Bediüzzaman'ın kendi el yazısıyla 24. Mektup'tan salavat ile ilgili bir bölüm var.)

 

Huzur-u fazılanelerine

Üstad-ı faziletmeabım efendim hazretleri

Cenab-ı Kibriyanın sanayi-i garibe ve harikasından olan nebatatın mütenevviu'l-ecnas ve muhtelifü'l-eşkar sanat ve hikmet ve kudretini en ulvi ve en parlak bir nida ile ilan eden bilumum mahsulatın neticeleri olan meyvelerinin bir kısım meşherinin hücre-i kerimanelerinde müşahede edildiği ve onlar meyanına şu mübarek mahsulün dahi ilavesi diğerlerinin natık bulunduğu cilve-i esma ve evsaf-ı ilahiyeyi tekrar edeceğinden huzur-u fazılanelerine takdime ictisar ve bilvesile dest ve damen-i fazılanelerini bus ederim efendim.

Aciz talebeniz

Hulusi-i Sani

(Not: Hulusi bey "Nur'un birinci talebesi," Sabri efendi ise "İkinci Hulusi" ve "büyük bir alim" idi. Bediüzzaman Sabri efendi'ye Hulusi-i sani demiş. O da bu sebepten dolayı mektuplarında Hulusi-i sani ismini kullanmıştır.)

(Bediüzzaman'ın kendi el yazısı ile)

Arka sayfa:

26. sahifede

Aziz Kardeşim

"şefaatini celb için sünnetine ittibâ et" fıkrasından sonra şu yazılacak 9999

(Eğer desen: Madem o Habîbullahtır. Bu kadar salâvat ve duaya ne ihtiyacı var?

Elcevap: O zat (a.s.m.) umum ümmetinin saadetiyle alâkadar ve bütün efrad-ı ümmetinin her nevi saadetleriyle hissedardır ve her nevi musibetleriyle endişedardır. İşte, kendi hakkında merâtib-i saadet ve kemâlât hadsiz olmakla beraber, hadsiz efrad-ı ümmetinin,

hadsiz bir zamanda, hadsiz envâ-ı saadetlerini hararetle arzu eden ve hadsiz envâ-ı şekavetlerinden müteessir olan bir zat, elbette hadsiz salâvat ve dua ve rahmete lâyıktır ve muhtaçtır. Eğer desen: Bazen kati olacak işler için dua edilir: meselâ husuf ve küsuf namazındaki dua gibi. Hem Bazen hiç olmayacak şeyler için dua edilir.

Elcevap: Başka Sözlerde izah edildiği gibi, dua bir ibadettir. Abd, kendi aczini ve fakrını dua ile ilân eder.Zâhirî maksatlar ise, o duanın ve o ibadet-i duaiyenin vakitleridir; hakikî faydaları değil.

İbadetin faydası âhirete bakar. Dünyevî maksatlar hâsıl olmazsa, "O dua kabul olmadı" denilmez.